Filmde Abdurrahman çavuş mahkumları kasıp kavuran bir hapishane ağası. Kendine hapishanede bir tezgah kurmuş, üstteki amirleri bağlamış, mahkumları haraca kesmiş, hukuksuz işlerine hep bir kılıf bulmuş devrilmez bir ağa. Hangi hapishane müdürü gelirse gelsin hep düzeni devam etmiş. Taa ki Tatar Ramazan'la meydanda karşılaşıncaya kadar.

Filmlerin gerçek hayatta hep karşılığı vardır. Bundan dolayı filmleri önemserim, karakterleri aklımda tutarım. Anlatacağım konuda da filmden karakterler bulacaksınız eminim. 

Konumuza gelirsek bazı muhtarlarımızın iddiasına göre, bundan yaklaşık 5 yıl önce bankaların muhtarlara verdiği promosyon ücretlerinin, "kepçe alınması için" Kelkit Köylere Hizmet Götürme Birliğine bağışlanması istenmiş. Bunun üzerine muhtarlarımız da; " Hay hay devletimiz varolsun, milletimiz sağolsun" deyip teklifi kabul etmişler ve promosyon ücretlerini Köylere Hizmet Götürme Birliĝine baĝışlamışlar. Bağışlamışlar ama aradan geçen 5 yıla rağmen kepçe hâlâ alınmamış. Ve üstüne üstlük kendi söylemlerine göre paranın ne olduĝu konusunda da bir türlü doğru dürüst bir bilgi de edinememişler. 

İddialar o ki yaptıkları toplam bağış, o zaman ki kepçe parasının yarısına yakın. Şu an kepçe fiyatları 3 milyon civarında. Gerçi ne kadar olursa olsun. Para miktarı önemli değil. Önemli olan ve kesin olarak karşımıza çıkan bir gerçek var;

"5 yıl boyunca ne kepçe alındı, ne de paralar geri iade edildi"

İddialar böyle.

Biraz araştırdığımda bu konuyu hemen hemen herkesin (siyasiler vs.) duyduğunu ögrendim.Duymayan ben ve halkım kalmış. Bende size duyurayım dedim.

Peki 5 yıl boyunca bu paranın ne olduğu sorusunu neden sormadınız sayın muhtarlar? 

Bu soruya gelen cevap şu; "Muhtarlar, Abdurrahman Çavuştan korkuyorlar."

Aslında ben paraya ne olduĝunu merak etmiyorum. Eğer para konusunda yanlış yapılmış olsa bile 'minareyi çalan kılıfını hazırlar' misali bin türlü kılıf bulunabilir. Doğru yada yanlış açıklaması vardır sanırım. Zaten muhtarlar o promosyon ücretlerini 5 yıllık değer kaybıyla beraber, kepçe alınmadığı için geri istiyorlar. Ben bunları merak etmiyorum.

 Benim merak ettiğim şu;

" Kim bu Abdurrahman Çavuş?''